Page 40 - Aygaz Dünyası - Sayı:53
P. 40
KONUK
gönderdi. Şahan Gökbakar da zaman ve mekan kırılma-
sının farkında. Ne yaptı son filminde? Aldı bizi Afrika’ya
götürdü. Bugüne ait hikayeler benzersiz olduğunda keyifle
izliyorum. Ama ben sinemada günlük hayatı istemiyorum.
Günlük hayatı görmek isteyenler televizyon seyretsinler.
Televizyonda zaten yeteri kadar günlük hayat melodramı
var. Sinemada meselelere çok daha anarşist, saldırgan ve
farklı bakmak lazım.
Onca diziye imza atmış bir isim olarak televizyon dizileri
hakkında ne düşüyorsunuz?
Dizilerin, Türkiye’nin eğitimli ve tüketen kesimiyle bağlarını
kopardığını düşünüyorum. Eskiden, şu diziyi izliyorum eve
erken gideceğim, diyenler olurdu; “Asmalı Konak”, “Hayat
Bilgisi”, “Avrupa Yakası” varken. Bu gittikçe azaldı, azaldı,
azaldı ve artık hiç duymuyoruz. Birçok kişinin dört bu-
çuk saat boyunca ekran başında dizi izleme lüksü yok. O
yüzden herkes VOD’lere (video on demand/istediğini izle
sistemi) kaçmaya başladı. İstediğin zaman, istediğin yerde,
istediğin uzunlukta izleme medyası dünyada ve Türkiye’de
güçlü hale geldi. Televizyon dizleri şu anda top çeviriyor-
lar. Ne kadar çevirebileceklerini bilmiyorum ama keşke bu
sisteme televizyonlar da adapte olabilse. AB grubuna kısa
38 kısa diziler sunulsa, 40 dakikalık iki dizi yapılsa ikisinden
biri seçilir, seyredilir.
Biraz kolaycılığa kaçıyorlar galiba…
Bir tane diziyle dört saat geçiririz, sonrasında yurt dışına
satarsak tamam, diye düşünüyorlar. Ama birkaç kanal hariç
bu işin içinden çıkamıyorlar.
Böyle bir ortama proje yapmak istemediğinizi söyleyebi-
lir miyiz?
Tabii ki yapmak isterim. Ama benim koşullarımla olursa
olur. Mesela bir saatlik, medeni süreler içinde yaparım.
Dört saat boyunca gülecek hali yok kimsenin, böyle bir
komedi anlayışı olur mu? Bunu hiç kimse beceremez.
Gülse Birsel bile daha büyük kanallardan internet üze-
rinden yayın yapanlara gitti. Hepimiz oraya gideceğiz
çünkü orada istediğimiz uzunlukta yayın yapabiliyoruz,
istediğimiz kadar oyuncuyla çalışabiliyoruz; daha özgü-
rüz orada.