Page 43 - Aygaz Dünyası - Sayı:60
P. 43
Cam gibi kırılgan bir malzemeden
ürettiğiniz ürünler için garanti de
veriyorsunuz… Eserlerinizde kullandığınız materyalleri İtalya’daki
Cam hem en dayanıklı hem de en Murano Adası’ndan ve Almanya’dan temin ettiğinizi
kırılgan malzemelerden biri. Binlerce
yıl toprağın altında bozulmadan ka- öğrendik. Bu iki coğrafyanın cam ve cam sanatı
labiliyor. Demir bile o kadar zamanda bakımından öne çıkan nitelikleri nelerdir?
paslanarak eriyip gidiyor. Cam kale-
minizi toprağa da gömseniz, binlerce
yıl sonra aynı güzellikte yazacaktır.
İşte can alıcı nokta bu! Birçok kişi
özellikle yazım kalitesine hayran ka-
larak kalemlerimizi ediniyor. Kırılması
kaygısıyla toprağa gömülecek ya da 41
vitrine kaldırılacak olursa ne bizim
gösterdiğimiz özenin bir anlamı ne de
kişinin güzel yazan bir kalem kullanma
olanağı kalır.
Biz süs objesi değil, yazı gereci yapı-
yoruz. Kullandığımız camlar yazarken
hatta kimi zeminlere düştüğünde dahi
kırılmayacak kadar sağlam olmakla
birlikte masadan beton bir zemine
düşecek olursa kırılabilir. Hayattaki bu Murano, kalemlerde kullandığımız camları hazır olarak alabileceğimiz bir
tip küçük kazalar için kalemlerimizi yer. En ünlü fabrikalarından biri Effetre’dir ve yumuşak cam çoğu zaman
kullanan kişilerden ziyade yer çeki-
mi kanunlarını suçluyoruz. Bir kalem Effetre olarak da anılır. Almanya’daki fabrikayı yılların ortak çalışmasıyla
onarım için geldiğinde onun kullanı- dilediğimiz gibi kullanabiliyoruz, kendimize uygun camlar yapabiliyoruz ve
lıyor olduğunu bilmek bizi sevindi- ne istediğimizi rahatça tarif edebiliyoruz.
riyor. Müşterilerimiz eli kalem tutan
insanlardan oluşuyor, bu insanlarda Venedik ve Murano tarih boyunca cam sanatının merkezi olmuştu ama
kötücüllüğe pek rastlanmaz. Kalemini Amerika ve Çekya öne geçti. Popülerlik açısından Venedik hâlâ akla ilk ge-
bile bile kıran kimseyle karşılaşmadım
yirmi yıl boyunca. İyilik iyiliği doğu- len yer olsa da gerçekte çok geride kaldıklarını düşünüyorum. Almanya’nın
rur; kötülük ise kötülüğü. İnsanların ise bu konuda sabit bir çizgisi oldu, kalite konusunda hiç taviz vermediler.
nasıl davranmasını istiyorsak biz de Bu da harika bir şey! Oğuz Atay’ın romanında dediği gibi: “Bu Almanların
öyle davranmalıyız, gibi geliyor bana. her işi sağlam; dün akşam bir Alman filmine gittim, çok kötüydü ama
Güzel cümleler yazsınlar yeter ki, biz kopmadı.”
tekrar tekrar onarırız.