Page 34 - Aygaz Dünyası - Sayı:60
P. 34
PORTRE
zaman ressam olacağımı biliyor-
dum. Çünkü ressam olacağım
diye İstanbul'a geldim. Meğerse
grafik tasarım, görsel iletişim
bölümüymüş. Herhangi bir olayı,
bir kavramı, bir düşünceyi müşte-
rinin sizden istemiş olduğu şekilde
görselleştirmek. Bu ne olabiliyor?
Logolar, kitap kapağı, ambalaj,
afiş, illüstrasyon, karikatür… Benim
zaten anlatıcı bir yönüm vardı, bu
eğitimi almam anlatıma daha bi-
limsel olarak yaklaşmamı sağladı.
Bu konuda çok örnekler gördüm,
onlardan etkilendim. O zaman
bu işi sadece anlatmak için değil,
güzel bir şekilde anlatmak istedim.
İşlerim hem mesaj veriyor hem de
baktığın zaman güzel bir resim
duygusu veriyor. Bu tarzım, ya-
32 rışmalarda çok rağbet gördü, çok
ödül aldım ve bu ödülleri almam
da beni motive etti.
Eserlerinizin “The New Yorker”,
“Forbes”, “The Atlantic Monthly”
ve “The New York Times” gibi
önde gelen gazete ve dergiler-
de yayımlandığını biliyoruz. Bu
durum nasıl gelişti?
Katıldığım yarışmalarda çok ödül
aldım. 1984 yılında Sedat Simavi
Uluslararası Karikatür Yarışma-
sı’nda birinci oldum. Başka bir
yıl tekrar ikinci oldum, mansiyon
aldım… Jüride, Türk karikatürü-
nün en önemli isimleriyle birlikte
yabancı üyeler de vardı. “Sizin
yapıyordum, karikatür çiziyordum. mutlaka bir farklılık oldu. “Acaba işleriniz Mordillo ya da Sergio Ara-
İlham nereden geliyordu? Yaşamış ressam olmasaydım hangi mesleği gones gibi çok evrensel. Neden
olduğum hayattan, gözlemle- yapardım?” diye düşünüyorum; yurt dışına çıkmıyorsunuz?” diye
rimden geliyordu. Hiçbir zaman ya yazar, ya şair olurdum resim bana çok söylediler. Tabii zaten
"Bir manzara resmi yapayım..." yetkinliğim olmasaydı. Okulda gra- zor koşullarda geçiniyoruz; çocuk
diye düşünmedim, hayal etme- fik sanatlar bölümüne tesadüfen var, aile var; yabancı dil yok, yurt
dim, yapmadım. Bunun içerisinde girdim ve oradan mezun olduğum dışına çıkmak bir kenara, buradan