Page 59 - Aygaz Dünyası - Sayı:53
P. 59

tüoğlu, “Bence 50’ye kadar aslan,
                                                                                 50’den sonra kuzu olun. Yani
                                                                                 50’ye kadar daha çok protein
                                                                                 tüketin, 50’den sonra ot yemeye
                                                                                 dönün. Yumurta, yoğurt, et yiyin
                                                                                 ama güvenlisi olsun. Ben haftada
                                                                                 bir veya iki defa 100 gramı geçme-
                                                                                 yecek şekilde kırmızı et yiyorum.
                                                                                 Hemen hemen her gün yumurta
                                                                                 tüketiyorum. Soframa gelecek
                                                                                 protein kaynaklarını da elimden
                                                                                 geldiğince elimine etmeye çalışı-
                                                                                 yorum. Bana kimse süt içiremez;
                                                                                 badem sütü içiyorum. 60’ı geçtiy-
                                                                                 seniz veganlığa yaklaşın. Hayatın
                                                                                 her alanına dair çok güzel deyim-
                                                                                 lerimiz var: ne ifratına gidin ne tef-
            en aza indirilmiş ekmek haline     şam eve dönene kadar bir öğün     ritine; ne aşırı ucuna gidin ne aşırı
            gelir. Onun için ekşi mayalı ekmek   istiyorlar. Oysa iki öğün beslenme   dibine. Makul, sihirli bir sözcüktür.
            yiyin, diye önerilerde bulunuyoruz.   genetik yapımıza uygun ve vücut   Bekleyin, yavaş hareket edin ve
            Ne kadar ekşi mayalıysa ve maya    kendi atıklarını yiyerek otomatik   makul olmaya çalışın.” dedi.
            ne kadar yaşlıysa içinde o kadar   detoks’a (otofaji) giriyor. Osmanlı
            becerikli bakteriler vardır.” açıkla-  mutfağına bakın, öğle tatili diye   Organik ne demek?
            masında bulundu.                   bir şey yok. Anadolu’da da sadece   Osman Müftüoğlu, organik besin-     57
                                               sabah kahvaltısı ve akşam yemeği   den ne anlamamız gerektiğini de
            Sadece iki öğün                    vardır. Özellikle 50’den sonra bir   açıkladı: “Zeytin yetiştirmek için
            İnsan bedeninin uzun süreli aç     sağlık probleminiz yoksa iki öğün   ağacı kendi haline bırakır da mey-
            kalma temelli beslenmeye göre      beslenmeye başlayın.”             ve vermesini beklerseniz ağaç,
            yapılandığını söyleyen Osman                                         köküne ulaşmaya çalışan kanserle
            Müftüoğlu, iki öğünlü beslenme-    Vejetaryen beslenme               mücadele etmek zorunda kalır.
            nin sanayi devrimi sonrası neden   Hangi dönemde, nasıl beslendi-    Hastalıkla mücadele etmek için bir
            üçe çıkarıldığını anlattı: “İşçiler,   ğimiz konusunun oldukça önemli   madde üretmek durumundadır.
            kahvaltı yapıp işe geliyorlar, ak-  olduğunu belirten Osman Müf-     Organik olarak kendi imkanıyla





                 Bir anekdot



                Bir kış günü dışarıda çok fazla kar yağıyormuş. Bütün yaz çalışan karınca, küçük saman parçalarını şö-
                mineye atıyor, keyfine bakıyormuş. Kapı çalınmış. Karınca kapıyı açmış ve bir kırmızı halı ile bir limuzin
                görmüş. Limuzinin kapısı açılmış, içinden cırcır böceği inmiş. Karınca şaşırmış kalmış. Cırcır böceği gelmiş
                üzerinde mantosu. “Hayırdır?” demiş karınca. Cırcır böceği, “Paris’e gidiyorum, istediğin bir şey var mı,
                diye sormaya geldim.” demiş. Karınca düşünmüş düşünmüş ve şöyle cevap vermiş: “O La Fontaine’e
                söyle, dediklerine bir daha inanmayacağım.” Siz de böyle bir hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsanız kendi-
                nize yolun başında hayatınızın ilkbaharında, en geç yazında, hadi bilemediniz sonbaharında yani elli üstü
                yaşlarınızda iyi bakmayı öğrenmeniz lazım.
   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64