Asya Pasifik’te LPG ve LNG: Temiz Ulaşımda Yeni Dönem

Asya Pasifik ülkeleri, çevreci ve ekonomik yakıt alternatiflerine yönelerek ulaşımda dönüşüm sürecini hızlandırırken LPG ve LNG, benzin ve dizel gibi geleneksel yakıtların yerine geçebilecek daha temiz çözümler olarak öne çıkıyor. Özellikle yoğun filo kullanımında LPG, ağır taşımacılıkta ise LNG dikkat çekiyor.

Küresel olarak otogaz, dünya çapında yaklaşık 27,8 milyon araçla (tüm araçların yaklaşık %2’si) en popüler dördüncü yakıt konumunda. LPG, Güney Kore, Japonya, Hong Kong ve Avustralya gibi ülkelerde uzun yıllardır yüksek kilometre yapan taksiler ve filo araçlarında tercih ediliyor. Güney Kore’de binek araçların %10’u otogazla çalışırken, Hong Kong’da taksilerin neredeyse tamamı LPG’li. Avustralya’da da taksilerin %50’si otogaz kullanıyor. Bu tercihin arkasında hem çevreci özellikler hem de ekonomik avantajlar var. LPG, düşük vergi oranları ve daha düşük litre fiyatıyla özellikle filo işletmeleri için oldukça cazip. Otogaz fiyatları benzinle kıyaslandığında %40’a varan tasarruf sunabiliyor.

LNG ise özellikle Çin’de dizel yerine tercih edilen bir yakıt olarak öne çıkıyor. Çin, kısa sürede LNG’li kamyon sayısını üç katına çıkararak bu alandaki liderliğini sürdürüyor. 2024’ün ilk yarısında LNG’li kamyonlar, ülkenin ağır ticari araç satışlarının %35’ini oluşturdu. LNG’nin düşük emisyon değerleri, devlet teşvikleri ve uygun fiyat avantajı, bu artışı destekleyen başlıca etkenler oldu.

Her iki yakıt da benzin ve dizele göre daha temiz yanıyor. LPG daha az karbon monoksit, azot oksit ve partikül madde üretiyor. Araştırmalara göre LPG, benzinle karşılaştırıldığında karbon monoksit emisyonlarını %30, nitrojen oksit emisyonlarını %50 ve karbon dioksiti %15’e kadar azaltabiliyor. Ayrıca, LPG buharı salınması önemli bir sera gazı olarak da kabul edilmiyor. İçerdiği propanın atmosferik ömrü kısa ve özellikle metanla karşılaştırıldığında doğrudan küresel ısınma potansiyeli (GWP) sıfıra yakın. Hong Kong ve Seul gibi büyük şehirlerde, hava kalitesini iyileştirmek için otobüs ve taksilerde LPG’ye geçiş, somut sonuçlar da verdi. Hong Kong’da 2000 yılında dizel taksiler yasaklanarak ve LPG’li taksiler teşvik edilerek, neredeyse tüm taksi filoları LPG modelleriyle değiştirebilmiş ve bu sayede yol kenarındaki hava kirliliği ciddi şekilde azaltılmıştı.

LPG ve LNG, sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için tek başına yeterli olmasa da özellikle gelişmekte olan şehirlerde hava kalitesinde iyileşme sağlama açısından kritik rol oynuyor. Güney Kore’de 2023’te elektrikli ve hibrit araç sayısının LPG’li araçları geçmesi, bu geçiş sürecinin doğal bir yansıması. Ancak otogaz, halen milyonlarca kullanıcı için ekonomik ve çevreci bir tercih olmaya devam ediyor.

Otogaz ve LNG enerji çeşitliliği sağlarken, hava kirliliğini azaltmak ve yakıt maliyetlerini düşürmek için etkili çözümler sunuyor. Buna paralel olarak, bu yakıtların yenilenebilir versiyonlarının (örneğin organik atıklardan üretilen biyoLPG veya yenilenebilir elektrikten elde edilen sentetik metan) gelişmesiyle birlikte bu yakıtların uzun vadeli potansiyeli de artıyor. Özetle, temiz ulaşımın geleceğine giden yolda, LPG ve LNG güçlü birer adım olarak öne çıkıyor.