UYGULAMAYI AÇ
29 Ekim’de Cumhuriyetimizin kuruluşunu kutlarken Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan tarihi yolculuğu yeniden hatırlıyoruz. Bir milletin hür iradesiyle yeniden doğuşunun ve özgürlük için verdiği kararlı mücadelenin hikayesi olan bu yolculukta Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Mücadelesi boyunca geçtiği şehirleri kronolojik sırayla hatırladığımız Cumhuriyet rotamızı paylaşıyoruz.
Samsun
Cumhuriyet rotasının ilk durağı Samsun. 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin bağımsızlığı yolunda ilk stratejik adımı burada atar. Karadeniz kıyısındaki bu liman şehri, işgal altındaki Anadolu’da kritik bir merkezdi. Atatürk burada halkla görüşerek ülkenin genel durumunu değerlendirir ve Kurtuluş Mücadelesinin ilk planlarını yapar. Bugün Samsun’un Canik ilçesinde bulunan Bandırma Vapuru ve Milli Mücadele Parkı Açık Hava Müzesi, Havza ilçesindeki Atatürk Evi bu tarihi başlangıcın simgeleri olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Amasya
Atatürk daha sonra 12 Haziran’da Amasya’ya geçer ve burada 22 Haziran 1919’da yayımlanan Amasya Genelgesi’yle Türk milletinin bağımsızlığını kendi iradesiyle kazanacağı ilan edilir. Amasya, Osmanlı döneminde de önemli bir kültür ve eğitim merkezidir ve Anadolu’nun iç bölgeleriyle iletişimi sağlaması açısından stratejik bir konumdadır. Genelge, ulusal egemenliğin temeli olarak Cumhuriyet’in fikir aşamasının başlangıcını oluşturur. Bugün Saraydüzü Kışla Binası ve Milli Mücadele Müzesi, Atatürk’ün Amasya’yı ziyaretinde kaldığı Hazeranlar Konağı bu dönemin izlerini günümüze taşıyan önemli ziyaret noktaları.
Erzurum
Rotanın üçüncü durağı, Erzurum. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanan Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu’daki direniş güçlerini birleştirerek ulusal bağımsızlık hareketini güçlendirir. Erzurum, coğrafi olarak Doğu ve Batı Anadolu’yu birbirine bağlayan kritik bir merkezdir ve işgal altındaki Doğu sınırlarını korumak açısından stratejik bir öneme sahiptir. Kongrede vatanın bölünmezliği, milli kuvvetlerin birleştirilmesi ve halkın kendi kaderini tayin hakkı gibi kararlar alınır. Erzurum Kongre Binası (aynı zamanda Erzurum Resim Heykel Müzesi ve Galerisi), bu tarihi kararların alındığı yer olarak bugün de ziyaretçilere açık.
Sivas
Yolculuk Sivas’a doğru devam eder. 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında yapılan Sivas Kongresi, Kurtuluş Mücadelesini tek merkezden yönetme ve tüm direniş gruplarını birleştirme kararıyla tarihe geçer. Sivas, Anadolu’nun coğrafi merkezinde bulunması ve demiryolu ağı ile diğer bölgelerle bağlantısı nedeniyle stratejik bir merkezdir. Kongrede ulusal bağımsızlık mücadelesinin tek bir çatı altında yürütülmesi ve milli bir ordunun oluşturulması kararlaştırılır. Kongrenin toplandığı ve 1981 yılına kadar lise olarak kullanılan Sivas Lisesi, 1990 yılından beri Sivas Atatürk ve Kongre Müzesi olarak varlığını sürdürüyor.
Ankara
Cumhuriyet rotasının en önemli duraklarından biri şüphesiz Ankara. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelerek şehri Kurtuluş Savaşı’nın yönetim merkezi haline getirir. O dönemde Anadolu’nun ortasında, cephelerden uzak ve ulaşım açısından avantajlı konumu sayesinde güvenli bir merkez olan Ankara, kısa sürede yeni devletin kalbi olur. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla birlikte Ankara, Cumhuriyet’in siyasi ve idari merkezine dönüşür. Bugün Ankara’da Cumhuriyet’in kuruluş sürecini pek çok yerde yakından hissetmek mümkün. I. TBMM Binası (Kurtuluş Savaşı Müzesi), milli egemenliğe dayalı yeni bir yönetim anlayışının temellerinin atıldığı yer. Hemen yakınındaki II. TBMM Binası (Cumhuriyet Müzesi) ise 1923’te Cumhuriyet’in ilan edildiği bina. Ayrıca Anıtkabir, yalnızca Atatürk’ün ebedi istirahatgahı değil, aynı zamanda Cumhuriyet ideallerini yansıtan mimarisiyle de önemli bir anıt. Söğütözü’ndeki Atatürk Dinlenme Evi, Milli Mücadele Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi de Atatürk’ün günlük yaşamına ve çalışma ortamına dair önemli izler taşıyor. Ayrıca Ankara Kalesi ve Ulus Meydanı çevresi de Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait mimarisiyle bu dönemin atmosferini yaşamak isteyenler için önemli duraklar.
İzmir
Rotamızın son durağı ise İzmir. 9 Eylül 1922’de Türk ordusunun İzmir’e girişi Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının simgesi haline gelir. Doğal olarak İzmir’de Cumhuriyet’in kuruluşuna tanıklık eden birçok tarihi yer de ziyaretçilerini bekliyor. Cumhuriyet Meydanı ve üzerindeki Atatürk Anıtı, zaferin simgesi. Anıt, 1932’de Atatürk’ün İzmir’i ziyaretinde açılır ve şehrin Cumhuriyet kimliğinin simgesi haline gelir. 1941 yılında müze olarak işlev görmeye başlayan, öncesinde çok sayıda önemli etkinliğe mekan olan İzmir Atatürk Müzesi binası, Atatürk’ün 1922’den itibaren İzmir ziyaretlerinde kullandığı konakta yer alıyor ve onun kişisel eşyalarıyla birlikte Cumhuriyet’in ilk yıllarına ışık tutuyor. Ayrıca Hükümet Konağı, İzmir Saat Kulesi ve Kemeraltı çevresindeki tarihi yapılar da kentin Kurtuluş Savaşı sonrası yeniden doğuşunun izlerini taşıyor. Tarihi Alsancak Garı da Atatürk’ün yurt içi gezilerinde kullandığı Beyaz Tren’in vagonlarından birisinin sergilenmesi nedeniyle özel bir anlama sahip.
Paylaşmak için lütfen aşağıdaki ikonlara tıklayınız: