UYGULAMAYI AÇ
İnsanın çevreye ve doğaya bilinçli veya bilinçsizce yaptığı bazı müdahaleler çevre sorunlarına yol açıyor ve sürdürülebilir yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu durum, hepimizi ortak bir endişeye sevk ediyor: Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakabilecek miyiz? Benzin ve dizel motorlu araçlara kıyasla daha az zararlı emisyona sahip olan LPG’nin temiz ve güvenli bir yakıt olması, taşınabilirliği ve kolay temini, arzu edilen sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli katkılar sağlıyor.
Çevresel etkiler
Esas olarak ham petrolün rafine edilmesinden ve doğal gaz işleme faaliyetlerinden üretilen LPG, ağırlıklı olarak propan ve bütan olmak üzere hafif hidrokarbon bileşiklerinden oluşur. LPG, sadece benzin ve dizel gibi geleneksel petrol yakıtlarıyla değil, aynı zamanda etanol ve doğal gaz gibi alternatif yakıtlarla da kıyaslandığında araçlarda kullanılmak için cazip bir yakıt. Ayrıca benzine kıyasla daha yüksek oktan ve daha düşük hidrojen-karbon oranına sahip olduğundan performans ve emisyon açısından da avantajlı. LPG, karbon emisyonunu düşürmesinin yanı sıra, toksik ve motoru aşındırıcı da değil. Yani tetraetil kurşun ve katkı maddeleri içermez.
Bildiğimiz üzere, karbondioksit küresel ısınmaya en çok katkıda bulunan sera gazlarından biri. LPG, karbondioksitin GWP (küresel ısınma potansiyeli) faktörüne sahip değil, yani sera gazı etkisi yok. Dolayısıyla ham halde LPG bir sera gazı olarak kabul edilmez. Dolayısıyla, otogazı tercih etmek karbondioksit emisyonlarını yüzde 20’ye kadar azaltabiliyor.
Öte yandan, motorlu taşıtların doğaya saldığı katı parçacıklar ve azot oksitler de hava kirliliği yaratarak insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturuyor. LPG açısından baktığımızda, LPG’nin katı parçacık salınımı mazottan 10 kat, benzinden ise 3 kat daha az. Araç yakıtları arasında azot oksit salınımı en düşük olanı da LPG. LPG’li bir araç kilometre benzinli bir araca göre yüzde 75, dizel araca göre ise yüzde 200 daha az azot oksit üretir.
Paylaşmak için lütfen aşağıdaki ikonlara tıklayınız: